İslam tarihinde Ramazan

Posted by

Hasan Mert Kaya – KAYIP İZLER ATLASI / Bu gece İslam dünyasında yeni bir Ramazan ayının başlangıcı. Tüm dünyadan inananlar bir ay sürecek oruç ibadeti için sahur yapacak ve yarından itibaren iftarlarla, etkinliklerle şenlenen bir zaman dilimi başlayacak. Günümüzde Ramazan ayı ile ilgili genel kabul hayatın bir miktar yavaşlaması, yardımlaşma ve dayanışmanın artması gibi değerler üzerine yoğunlaşıyor. Ancak İslam tarihine baktığımızda birçok önemli hadisenin de Ramazan ayında gerçekleştiğini görüyoruz. Kuşkusuz bu gelişmeler İslam tarihinin dönüm noktaları olarak ciddi bir hafızayı da ifade ediyor.

Bedir Savaşı

İslam tarihinin ilk ve en kritik savaşlarının başında gelen Bedir Savaşı hicretin ikinci yılındaki Ramazan ayının bir rivayete göre 17. günü, diğer bir rivayete göre ise 27. Günü gerçekleşti. Başta Ebu Cehil lakaplı Amr bin Hişam, Utbe bin Rebia ve Umeyye bin Halef olmak üzere, Medine’deki Müslümanların en büyük düşmanları bu savaşta öldürüldü ve Müslümanlar büyük bir zafer kazandı. Bugüne Müslümanlar arasında hak ile batılın ayrıldığı gün anlamına gelen furkan günü denildi.

Mekke’nin Fethi

Müslümanlar için Kâbe ve Mescid-i Haram’ın bulunduğu Mekke şehri her şeyden önde gelen bir özlemdi. Özellikle başta Hz. Muhammed (sav) olmak üzere Medine’deki tüm Mekkeli muhacir Müslümanlar tüm hayatlarının geçtiği Mekke’ye kavuşmayı çok arzuluyordu. Hz.Muhammed (sav) Mekke’den ayrılırken dönüp bakmış ve “Ey Mekke, eğer kavmim beni çıkarmasaydı seni asla terk etmezdim” demişti. Müslümanların Uhud ve Hendek savaşlarından sonra Mekke’nin fethi de neredeyse hiç kan dökülmeden, yine bir Ramazan ayının 10. günü gerçekleşmişti.

Endülüs’ün Fethi

En uzak batı demek olan Magrib-i Aksa adıyla da bilinen Endülüs’ün, yani günümüzde İspanya ve Portekiz’in bulunduğu İber Yarımadası’nın Müslümanlar tarafından fethedilmesi sadece İslam tarihi için değil, aynı zamanda dünya tarihi için de oldukça önemli gelişmelerden biri oldu. Miladi 711 yılının 19 Temmuz günü Müslümanların komutanı Tarık bin Ziyad ile Vizigotların komutanı Rodrik’in idaresindeki iki ordu arasında yaşanan savaşı kesin bir zaferle kazanan Müslümanlar hızla İber Yarımadası’na yayıldı. Endülüs’ün fethinin asla unutulmaması gereken bir diğer ismi de Tarif bin Malik oldu. Bugün Gibraltar (Cebel-i Tarık / Tarık Dağı) ve Tarifa şehri bu iki büyük fatihin isimlerinin hatırasını yaşatmakta. Gırnata (Granada), Tuleytula (Toledo), İşbiliyye (Sevilla), Kurtuba (Cordoba) ve daha nice şehirlerin yanı sıra İbiza, Mayorca ve Minorca gibi adalar yüz yıllarca İslam medeniyetinin kültür üreten birer vahası olageldi. Tarık bin Ziyad’ın Endülüs’ün anahtarı olan savaşı da bir Ramazan ayının 28. gününe denk gelmişti.

‘Cennetü’l-Baki’de Bedir Savaş’nda şehit olan 70 sahabe yatmaktadır.

Mekke  

Bedir’de Melekler Tepesi

Zelleka Zaferi

İspanya’da Kastilya kralı VI. Alfonso Aragon Krallığı’nın da yardımıyla İber Yarımadası’ndaki Müslüman varlığını yok etmek yeniden fethi (reqonquesta) tamamlamak amacıyla şiddetli askeri saldırılarda bulunuyor ve hızla ilerliyordu. Alfonso’nun bu hızlı ilerleyişinin en büyük nedeni ise Endülüs’teki Müslümanların bölünmüşlüğüydü. Durumun vehametini gören Fas’taki Murabıt Devleti’nin lideri Yusuf bin Taşfin ordusuyla Endülüs’e geçmiş ve Hicri 25 Ramazan 479, Miladi 23 Ekim 1086 günü, Alfonso’nun canını zor kurtardığımuhteşem bir zafer kazanmıştı. Bu zafer Endülüs tarihinde bir dönüm noktası olmuş ve İber Yarımadası’ndaki Müslüman devletlerin varlığını üç asırdan fazla uzatmıştır. Yusuf bin Taşfin kazandığı bu mutlak zafere rağmen hiçbir ganimet almadan Endülüs’ten ayrılıp Fas’a geri dönmüştü.

Yusuf bin Taşfin’in kabri…

Ayn Câlut Savaşı

İslam dünyasının orta çağda karşılaştığı en büyük tehditlerin başında doğudan gelen Moğol istilası vardı. Tarihin gördüğü en efsanevi isimlerden biri olan Cengiz Han’ın birleştirdiği Moğollar önlerine çıkan tüm engelleri aşıyor ve orduları adeta sel gibi batıya doğru akıyordu. Karşılarında Harzemşahlar’ın güçlü lideri Celâleddin Harzemşah dahi duramamış, Belh, Buhara ve Semerkand gibi şehirler yağmalanıp yerle bir edilmişti. Daha da kötüsü dönemin Sünni İslam halifeliğinin başkenti ve merkezi konumundaki Bağdat Cengiz Han’ın torunu Hülagu tarafından ele geçirilmiş, halife öldürülmüş ve dillere destan Bağdat kütüphaneleri yakılıp küle çevrilmişti. Durmak bilmeyen Moğolların hedefinde Suriye ve Mısır vardı. Moğolların bu ilerleyişi batıdaki bir diğer tehdit olan Haçlıları da cesaretlendiriyordu. İslam dünyası içine düştüğü bu cendereden yine bir Ramazan ayında yaşanan Ayn Calût Savaşı’nda elde edilen zaferle kurtuldu. Hicri 15 Ramazan 658, Miladi 3 Eylül 1260 günü Memlûk Sultanı Kutuz liderliğindeki İslam ordusunun Moğolları ağır bir hezimete uğratması, hatta kaçan Moğol askerlerinin ısrarla takip edilip yok edilmesi bölgedeki Moğol tehdidini tamamen ortadan kaldırmıştı. Bu savaşta büyük yararlılıklar gösteren Memluk komutanlarından Baybars da ileride Mısır’a saldıran Haçlıları yenecek ve sultan olacaktı.

Büyük Hafıza

Ramazan ayı İslam tarihinde çok değerli bir ibadet ayı olmakla beraber, önemli askeri ve siyasi gelişmelerin de yaşandığı bir ay olarak hafızalarda yer etti. İslam öncesi Arap Yarımadası’nın en popüler putlarından olan Lât ve Uzza putları bu ayda yıkıldı. Uzza putunu yıkmakla Halid bin Velid (ra) görevlendirilmişti. Yemen ve Güney Arabistan’da İslamiyet’in geniş kitlelerce kabul edilmesi de yine Ramazan ayında vuku bulmuştu.

Maddi ve manevi bereketlerle dolu Ramazan ayımız mübarek olsun.

Lât (ortada), Menat ve Uzza putları…

 

 

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir